1 Ağustos 2015 Cumartesi

Senaristlerin Ahlak(!) Savunması


Biliyorsunuz önceki yazılarımda televizyon yerli dizilerinin ahlaksızlığı üzerine bir kaç yazı paylaşmıştım. Toplumu dejenerasyona uğratan bu dizilerle ilgili rahatsız olan tek ben olmadığımı biliyordum. Google’dan kısa bir tarama yaptım. Aynısını sizde yapabilirsiniz. Yaptığım eleştirilerin belirli bir ideolojiye yada dine dayanmadığını görmek beni bir hayli mutlu etti. Gördüm ki dini hassasiyetleri en yüksek kesimlerden sol ideolojinin en radikal kesimlerine kadar her kesimin bu konuda yüksek dilden şikayetleri var. Toplumu temsil eden her kesimden oluşumlar, populist yaklaşımlarla topluma ayar çekmeye çalışan bu %5’lik bile sayılmayan entel dantel senarist bozuntularının arkalarına aldığı kartel desteği ile tolumu bilinçaltı yöntemleri uygulayarak dönüştürme çabalarından rahatsız.

Acaba senaristler ve destekçileri ne düşünüyor derken kendi kendime bir kaç röportaj ve makaleye denk geldim. Benzer eleştirileri bir çok kez almışlar ki, sanki çalışıp kendilerine bir savunma mekanizması kurmuşlar. Kısaca özetleyecek olursak şunları söylüyorlar.

“Toplumun dizilerle bozulduğunu iddia eden insanlar kendilerine toplumun üstünde gören ahmaklardır, asıl zararı topluma bunları verirler. Bizim dizilerimiz çok ahlaksızda toplum çok mu masum, biz toplumun içinde yaşanmış olan durumları zıtlıklar oluşturarak ekrana yansıtırız, seyircilerde kendilerini bu zıtlıklar içinde buldukları için bizim dizilerimizi seyrederler. Toplumun masum olduğunu iddia etmek saçmalıktır, bütün ahlaksızlar bu toplumun içinden çıkmıyor mu?. Toplum bu ahlaksızlıkları barındırmasa bizim dizilerimizi değil, ahlaksızlığın olmadığı dizileri seyrederdi. Niçin bizim dizilerimiz reyting rekoru kırıyor.”

Öncelikli olarak toplumun en küçük birimlerinden olan bir aile reisi isem bu toplumla ilgili kaygılarımı dile getirdiğimde kendimi toplumun üzerinde gördüğüm anlamına gelmez.

İkincisi bu Türk toplumu olsun yada başka bir toplum olsun, her toplumun içinde elbetteki ahlaksızlığı üst seviyelere çıkaran bir takım münferit ahlaksızlıklar yaşanacaktır. Bu olumsuz olayın yaşandığı bir topluluğu ahlaksız toplum olarak tanımlamak en büyük ahlaksızlıktır. Toplum masumdur, masumiyeti bir takım olumsuz durumları da beraberinde getirir. Hiç bir toplumda bir erkeğin kız kardeşine tecavüz etmesi kabullenemez. O toplum kendi içinde yaşadığı bu feci durumu kendi içerisinde eritmesini gayet iyi bilir. Bird aha böyle bir olayın yaşanmasını önlemek için gerekli tüm tedbirleri alır ve kendini temize çıkarır. Ancak, böyle bir hadisenin yaşanmasının asıl ve temel nedeni toplumun içinde yatan ahlaksızlık değil, böyle bir ahlaksızlığın yaşanmasına sebebiyet veren etkenlerdir. Çektiğin her dizide en iğrenç ensest ve gayri meşru ilişkileri en güzel şekilde işleyeceksin, insanların bilinçaltılarını farkına bile vardırmadan bu suça karşı hazırlayacaksın, duygularını istismar edip içlerindeki şehveti körükleyeceksin, sonrada diyeceksin ki “toplum aklaksız”. Koçum benim.

Tavuk yumurta meselesi gibi tolumdaki ahlaksızlığın nedeni biz değiliz, toplum ahlaksız biz bunu çekiyoruz demek kuş kadar beyninizle masum bir toplumu kandırmaya çalışırsınız. Aslında, kendi içinizde battığınız bu ahlaksızlık batağında herkesi kendiniz gibi yaşıyor zannediyorsunuz. Herkes kendi yediğinden ikram edermiş, öyle derler. Sizler kendi içinde yaşadığınız pisliklerden ekranlarda seyirciye öyle güzel ikram ediyorsunuz ki, kimse garipsemesin sizin ne b.k yediğinizi . Biz de garipsemiyoruz zaten. Öyleye ahlaksız olan siz değil, bu toplumun cahil bireyleri(!). O yüzden kendimizi buluyoruz, bu ahlaksız dizilerde.

Evet, televizyonda bir çok dizi de var, bu ahlaksızlıkları içermeyen ve biz toplum olarak onları seyretmiyoruz. Çünkü o diziler her ahlaksız durumu sizin kadar güzel anlatamıyor.

Velhasılı kelam, özellikle genç dimaların duygularını sömürerek, çirkin olanı güzel diye anlatmanın, her dizide cinsel istismarda bulunarak, yanlış yönlendirmenin, subliminal mesajlarla beyin yönetmenin, subliminal mesajlara bile gerek kalmadan insanların bilinçaltıları ile oynayarak zihinlerine tecavüz etmenin, ensest ilişkilerle sapkın insanların zihinlerine girmenin, toplumsal ahlaki değerlerin içine etmenin hiç bir bahanesi yoktur. Sizler bu zihin mühendisliğine kalkışırsanız, her bina ykılışında bunun hesabını en ağır şekilde sizlere sorarız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder