Ey… yerli sinema ve dizi yapımcıları size sesleniyorum. Bu
yaz çok geç kaldınız okul dizisi çekmekte. Bir tane yetmez, her kanalda okul
dizileri istiyoruz. Niçin bu kadar zorlandınız anlamadım. Bir iki Amerikan
filminden “coppy- paste” tamam. Fındık kadar beyninizle fazla bir şey
üretmenizi beklemiyoruz, alışık olduğumuz ahlaksızlıklarınızda kendinizi ne
kadar geliştirebilmişsiniz görmek istiyoruz.
Öyle bir okul dizisi çekin ki; dizi, hiç okulda geçmesin.
Gençlere okumakla ilgili hiç bir kaygı ve endişe uyandırmayalım. Ancak okul
koridorlarını bir korgu ve gerilim anında kullanabiliriz.
Bu dizide öğretmenlerin tamamı eski kafalı, halden
anlamayan, gençleri sürekli yargılayan ve sürekli kendilerini tekrar eden
insanlar olsun ki, öğrenciler onlardan bir şey öğrenmeye kalkmasın. Okulun en
iyi hocası ise öğrncilerin her edepsizliğine hoşgörüyle bakan biri olsun ki
herkes onlardan arasın.
Bu okul dizisinde mesela, kimse kitap taşımasın, Orhan
Veli’nin ismi kimsenin yapamadığı kazık bir sınav sorusu olsun mesela. Herkes
cep telefonlarıyla gezsin koridorlarda. Kitap taşıyan bir anadolu çocuğu
olursa, tüm öğrencilere dalga geçirttirelim, kimse cesaret edemesin bir daha
buna.
Başrole bir kız koyalım mesela, okulun en güzel kızı,
zengin, güçlü ve okulun en yakışıklı erkeğiyle çıkan. O kadar güzel olsun ki
mesela her edepsizliği hoşgörülsün başkalarının nazarında. Zeki olan, akıllı
olan, edepli olan yıkılsın onun güzelliği karşısında. Ruhunu güzelleştirmek
için değil kütüphanelerde, bedenini güzelleştirmek için sıra olsunlar kuaför
kapılarında.
Bir de anadolu kızı koyalım sınıflara. Mini etek giymediği
için ezilen, makyaj yapmadığı için beğenilmeyen, akıllı olduğu için alay
edilen. Vurulsun yüzüne hakir görülerek fakirliği. Zengin olmayı istemeyi
öğretelim kıza, bu yolda yaşadığı her maskaralığı alay konusu edinelim
kendimize mesela. Çatal, kaşık tutmasını bilmesin, markasız elbiseler giysin,
annesi ev hanımı, babası Eminönü’nde simitçi olsun mesela.
Okulun en zengin ve yakışıklığı çocuğu aşık olsun bu kıza, kızda
ona. Başkaları fakirliği ve edebi yüzünden dalga geçerken, oğlan kızı korumaya
çalışsın, kendi edepsizlik seviyesine çekerek. Elbiseler alsın kıza, abisinin
yolcu ettiği kızı evinin önünden mersedesi ile alsın, balolara götürsün. Ama
sırıtsın üzerindeki dekolte elbise, herkes alay etsin topuklu ayakkabı ile
yürüyemiyor diye. İlk kez alkol alsın kız, hiç te kötü olmadığını orda
öğrensin. Sarhoşken bilmesin kimlerle dans ettiğini ve eve geç saatlerde
gelsin, annesi yalan söylesin babasına arkadaşlarında ders çalışıyor diye. Bu
da öğretilsin ergenliğinde aşk hayalleri kuran herkese.
Oğlan evlenmek istesin ve ailesi kızda ne kadar güzel haslat
varsa aşağılasın, aşağılasın, aşağılasın. Oğlan ailesini reddetsin bir
ajitasyon numarasıyla. Kız kendi ailesiyle utanç duysun mesela.
Zengin ve güzel kızımız da boş durmasın. İntikam duygusuyla
başka erkeklerin koynuna girsin, her doğal insan gibi(!)
Okumakta bir yere varılamayacağını bilsin her fakir kız, zengin
bir koca bulmak için kitaplara değil aynalara baksın, beyninin ve kalbini değil
bedenini güzelleştirmeye çalışsın. Her gün farklı bir marka elbise giyilsin,
günlük makyaj yapmak için kozmetiğe yatırımlar yapılsın, dudaklarını beğenmeyip
silikonlar yapılsın, moda trendleri kaçırılmasın, erkekleri cezbedecek kırkbin
çeşit yollar aransın.
Okullardan ders çalışmadan mezuniyetler verilsin mesela, yıl
sonu baloları yapılsın, hangi erkeğin hangi kızla birlikte olmayı hayal
edeceği.
Öyle bir okul dizisi olsun ki, hayallerini gerçekleştiremeyen
her gence ilham olsun. Kimse heder etmesin kendini okul sıralarında. Yaşayamasa
bile yaşıyormuş gibi kendisini bulsun bu dizilerde mesela.
Öyle bir okul dizisi olsun ki, içinde hiç okul olmasın!
