25 Temmuz 2012 Çarşamba

Ne düşündüğüne dikkat et !

"Ne düşündüğüne dikkat et, bir gün kaderin olabilir."

Uzun süredir güzel bir film seyretme ümidiyle epey görüntü seyrettim. "Nar" ve "Çamur" adlı iki berbat türk filminin ardından basbayağı karamsarlık denizinin 'o istediğini bulumamış' kıyılarında buldum kendimi. Ama orucun ve sıcağın gözlerimin beyazına çizdiği kırmızı çizgilere aldırmayarak sevgili müdürüm Raziye Hanım'ın da tavsiyeleriyle yeni bir filme başladım; "Demir Leydi". İngiltere'nin eski ve ilk başbakanı olan Margaret Teacher'in hayatını anlatan bu filimde de aradığımı bulamadım aslında ama bir yerde bildiğim bir şeylerin bana tekrar hatırlatılırken gözümün içine sokarcasına verilmesine maruz kaldım.

"Ne düşündüğüne dikkat et, gün gelir dilinde bir söz olur, söylediklerine de dikkat et gün gelir bir davranış bir eylem olur, davranışların alışkanlık, alışkanlıların karakterin olur, karakterine de dikkat et gün gelir kaderin olur."

Madde nedir? Bu soru sorulduğunda öğrencilerin "kütlesi, hacmi ve eylemsizliği olan her şeye denir" gibi bir tanımlamalarını bir fizik öğretmeni olarak kulağımın o derin köşelerinde duyabiliyorum. Kuantum fiziğinde çift yarık deneyinde ışığın dalga özelliği gösterirken gözlemciye göre birden nasıl parçacık özelliği gösterdiği anlatılır. Schrödinger'in kedisi bu muammaya işaret eder. Bir kutunun içerisine canlı bir kedi koyar kutuyu kapatırız, elimize bir tabanca alıp kutunun içerisine bir el ateş ederiz. Kedi öldü mü?, yaşıyor mu?. Bir çoğumuz mantıklı cevaplar peşine düşeriz, en mantıklımız "eğer kurşun isabet ettiyse" diye başlar. Ama kedinin ölüp ölmediğine dair bir sürü olasılıklar vardır. Mantıksal düzeyde cevabımız 1 veya 0 dan oluşur. Ya ölüdür ya da canlı. Ama kuantum dünyasına girdiğinizde görürsünüz ki o kedi hem ölüdür hem canlı.

"Ne biliyoruz ki" adlı bir belgesel var, bir japon bilim adamının yaptığı deneyi ve sonuçlarını şu şekilde açıklıyor. Bilim adamı düşüncelerin su molekülleri üzerindeki etkisini incelemek için aynı boyuttaki su şişelerinin içerisine aynı sulardan doldurur, tek farklılık şişelerin üzerine yazılan yazılardır. Birinci şişeye sevgi sözcükleri, ikinci şişenin üzerine bir dua, üçüncü şişenin üzerine nefret sözcükleri, ve buna benzer duygu ve düşünce bildiren diğer yazılarda diğer şişelerin üzerine yapıştırılmış ve bir hafta sonra bu şişelerdeki su moleküllerinin yapısı bir mikroskopla incelenmiş ve fotoğraflanmıştır. Güzel söz yazılı olan şişedeki su moleküllerinin çok güzel bir görüntüsü oluşmuşken nefret sözleri yazılı olan şişedeki su moleküllerinin korkunç bir görüntüsü oluşmuştur. Dua yazılı şişedeki su molekülü eşsiz bir güzellikte ve her şişedeki su molekülü farklı bir desende görülmektedir. Aslında her şişedeki su moleküllerinin aynı şekilde olmasını beklerken bu denli farklı olması su molekülleri üzerindeki düşüncenin nedenli etkili olduğunu göstermektedir. Ya insan. Yüzde doksanı su olan insan ! Kendinize kötü bir söz söyletmeyin, gün gelir (fiziksel) kişiliğiniz olur !

Bakışlarıyla camı kıran adamın hikayesini biliyoruz, hipnozla bir kor parçası olduğuna inandırılan buz parçasına dokunduğu için eli yanan insanı da biliyoruz ve buna benzer bir çok deneyim. Öyleyse madde nedir ?

Maddeyi anlamak için en küçük yapı taşlarına bakmak gerekir, atom altı parçacıklara. İnsanoğlu olarak doğadaki her şeyi katı olarak algılamaya çalışırız, ilk atom modelini üzümlü keke benzeten de biziz. Peki bu atom altı parçacıklar, elektronlar, kuarklar, mezonlar vs. nasıl bir yapıdadır. Bu parçacıkların hepsi bizim anladığımız gibi katı bir şey değildir, bunlar enerji paketçikleridir. Bir florasan lamba ışığı gibi bir enerji. Böyle bir benzetme yapınca bir hologram gibi görmeye başlıyorum, baştan başa bir enerji ve sadece bir görüntü.

Madde nedir ?
Madde, bir düşüncedir.
Yüz ve beden hatlarını belirleyen düşüncedir.
Sözlere hükmeden düşüncedir.
Davranışlara yön veren düşüncedir.
Seçimlerinle kaderini belirleyen şey düşüncedir.
Şu an hangi masada oturduğunu ve hangi odada ne iş yaptığı belirleyen düşüncedir.
Olasılıklar dünyasında size yol açan şey düşüncedir.

"Düşünce kadar tehlikeli bir şey yoktur"
Bir insanı hastalığı değil, öleceği düşüncesi öldürür.

Ne düşündüğüne dikkat et ! Senin kaderin olabilir.

"Yusuf DUMAN"


2 yorum:

  1. biz bu zamana kadar muska yazan hocaları boşuna kötülemiş demekki :). bir de şu japon, lanet çin rahiplerini öven filimlere videolara sinir oluyorum. bunlar insanlarımızı uzaklaştıryor ana kaynaktan..

    YanıtlaSil
  2. O muskanın nasıl yazıldığına bağlı herhalde ne biliyim

    YanıtlaSil